[vc_row][vc_column][vc_column_text]

Umar Ibn Al-Khattab

[/vc_column_text][vc_column_text]Esas ismi Ömer’di, Faruk lakabı idi ve İbn-ül Hattab soy ismi idi. 581 yılında Mekke’de doğmuştu ve Kureyş’in soylu bir kabilesine mensuptu. Tanınmış bir işadamıydı ve Suriye ve Irak’a ticaret heyetleri götürürdü.

Hz. Muhammed (s.a.v.) peygamberlik iddiasını açıkladığında İslam’ın ateşli bir karşıtı olmuştu. Öyle ki bir gün kılıcını aldı ve Hz. Muhammed’i (s.a.v.) öldürmek için evden çıktı. Yolda birisi önce islamı kabul eden kız kardeşi ve eniştesi ile ilgilenmesini söyledi. Doğrudan onlara yöneldi ve kapıya vurdu, evde okunan Kuranı duyuyordu. Bu onu kızdırmıştı ve eniştesini dövmeye başladı ve kocasını korumaya çalışan kız kardeşini yaraladı. Yaralı kız kardeşi kararlı bir sesle’’ Ömer! Bizi istediğin kadar dövebilirsin fakat biz inancımızdan dönmeyeceğiz.’’ dedi. Bu onu sakinleştirdi ve kendisine Kuran’dan bir bölüm okumalarını istedi. Kuran ayetlerinden o kadar etkilendi ki gözleri yaşlarla doldu. Hemen Hz. Muhammed’e (s.a.v.) gitti ve onun elinden islamı kabul etti. Hz. Ömer’deki (r.a) bu mucizevi değişim aslında Hz. Muhammed’in (s.a.v.) dualarının sonucuydu.

Hz. Ömer (r.a.) hayatını islama adadı ve bütün varlığını bağışladı. Zeki ve Allah’tan korkan bir insandı.Hemen hemen bütün savaşlara , bir çok önemli meselelerde kendisine danışan Hz. Muhammed’in yanında katıldı. Hz. Muhammed’in cennetle müjdelediği on kişiden biriydi.

Hz. Ömer bin Hattab Hz. Muhammed’in ikinci halifesiydi. Halife olduğu on sene boyunca islami devlet genişledi ve çok gelişti. Devletin heryerinde barış ve zenginlik hakim oldu.

Halifeliği sırasında, Müslümanlar İran, Irak, Suriye ve Mısır’a karşı savaşlar yaptılar. Bunun sonucunda bu ülkelerin geniş toprakları Müslümanlık hakimiyetine girdi. Filistin’deki Kudüs şehri 17. hicri yılda alındığında Romalıların isteği üzerine orayı ziyaret etti ve Kudüs halkı ve Müslümanlar arasında anlaşma imzaladı.

Geniş alanların fethinden başka, Hz. Ömer (r.a.) insanların refahı için de çaba sarfederdi. İslami devletin idaresi için mükemmel bir sistem kurmuş ve onun hilafeti İslam tarihinde altın dönem olarak tarihe yazılmıştır.

İslam tarihinde bu alandaki başlıca başarıları şunlardır:

  • Danışmanlardan oluşan şura meclisinin kurulması.
  • İdareyi kolaylaştırmak için islami devletin eyaletlere ayrılması.
  • Finans sisteminin kurulması ve ülkenin değişik yerlerinde cami ve okulların inşa edilmesi.
  • İslami Hicri takvimin sunulması.

Hz. Ömer (r.a.) dindar, nazik ve ileri görüşlü bir insandı. Cesaret, dürüstlük ve sadelik gibi ince özelliklere sahipti. Yardıma ihtiyacı olup olmadığını görmek için tebdili kıyafet Medine sokaklarında gece vakti dolaştığında halkının refahı konusunda endişeleri oluyordu. Bir keresinde, gece devriyesinde, bir kadının etrafında çocukları ağlarken bir kap içinde bir şey pişirdiğini gördü. Çocukların iki gündür aç olduğunu ve kabın sadece çocukları rahatlatmak için ateşe konulduğunu kadından öğrendi. Hz. Ömer (AS)  hemen hazineye gitti ve kadın için gerekli bütün yiyecek malzemelerini getirdi. Yolda hizmetçilerinden biri yükü kendinin taşıması için teklifte bulundu fakat “Kıyamet gününde sen benim yükümü taşıyamazsın” diyerek ona engel oldu.  Kadın Hz. Ömer’i (r.a.) daha önce görmemişti ve kadının yüksek sesle “Allah seni Hz. Ömer’in yerine halife yapsın” deyince çok hoşuna gitmişti. Bunu duyar duymaz ağlamaya başladı ve tek kelime söylemeden orayı terk etti.

644 yılında , Hz. Ömer (r.a.) camide namaz kılarken İranlı bir köle tarafından bıçaklandı. Bu ölümcül bir darbe idi ve 63 yaşında vefat etti. Dönemi İslam tarihi içinde gerçekten altın olarak nitelendirilen büyük bir halifeydi.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]